NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
91 - (2217) حدثنا
محمد بن
المثنى ومحمد
بن بشار
(واللفظ لابن
المثنى) قالا:
حدثنا محمد بن
جعفر. حدثنا
شعبة عن قتادة،
عن أبي
المتوكل، عن
أبي سعيد
الخدري. قال:
جاء
رجل إلى النبي
صلى الله عليه
وسلم فقال: إن
أخي استطلق
بطنه. فقال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم "اسقه
عسلا" فسقاه.
ثم جاءه فقال:
إني سقينه
عسلا فلم يزده
إلا استطلاقا.
فقال له ثلاث
مرات. ثم جاء
الرابعة فقال
"اسقه عسلا"
فقال: لقد
سقيته فلم
يزده إلا
استطلاقا.
فقال رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
"صدق الله.
وكذب بطن
أخيك" فسقاه
فبرأ.
[ش
(استطلق)
الاستطلاق
الإسهال.
يقال: استلق
بطنه إذا مشى.
(صدق الله
وكذب بطن
أخيك) المراد
قوله تعالى:
يخرج من
بطونها شراب
مختلف ألوانه فيه
شفاء للناس،
وهو العسل.
وهذا تصريح
منه صلى الله
عليه وسلم بأن
الضمير في
قوله تعالى: فيه
شفاء، يعود
إلى الشراب
الذي هو
العسل، وهو الصحيح].
{91}
Bize Muhammed b. Müsennâ
ile Muhammed b. Beşşâr rivayet ettiler. Lâfız İbni Müsennâ'nındır. (Dedilerki):
Bize Muhammed b. Cafer rivayet etti. (Dediki): Bize Şu'be, Katâde'den, o da
Bbu'l-Mütevekkil'den, o da Ebû Saîd-i Hudrî'den naklen rivayet etti. Şöyle demiş:
Bir adam Nebi
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e gelerek:
— Kardeşim ishal'e tutuldu, dedi. Resûlullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) de:
«Ona bal içir!» buyurdu.
O da içirdi. Sonra tekrar ona gelerek:
— Ben kardeşime bal içîrdim. Ama onun ishalini
artırmaktan başka birşey yapmadı, dedi. Ve bunu ona üç defa (gelip) söyledi.
Sonra dördüncüde tekrar geldi. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (yine)
:
«Ona bal içir!»
buyurdular. Adam :
— Vallahi içirdim ama onun ishalini artırmaktan
başka birşey yapmadı, dedi. Bunun üzerine Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem):
«Allah doğru söyledi.
Kardeşinin karnı ise yalan yaptı.» buyurdular. Müteakiben adam ona bal içirdi.
Kardeşi hemen iyileşti.
91-م - (2217) وحدثنيه
عمرو بن
زرارة. أخبرنا
عبدالوهاب
(يعني ابن
عطاء) عن
سعيد، عن
قتادة، عن أبي
المتوكل
الناجي، عن
أبي سعيد
الخدري؛
أن
رجلا أتى
النبي صلى
الله عليه
وسلم فقال: إن
أخي عرب بطنه.
فقال له "اسقه
عسلا" بمعنى
حديث شعبة.
[ش
(عرب بطنه)
معناه فسدت
معدته].
{m-91}
Bana bu hadîsi Amr b.
Zürâra da rivayet etti. (Dediki): Bize Abdü'l-Vehhâb (yâni İbni Atâ'), Saîd'den, o da Katâde'den,
o da Ebu'l- Mütevekkil Naci'den, o da Ebû Saîd-i Hudrî'den naklen haber
verdiki:
Bir adam Nebi
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e gelerek: Gerçekten kardeşimin midesi bozuldu,
demiş. O da :
«Kardeşine bal
içir!» buyurmuş.
Râvi Şu'be'nin hadîsi
mânâsında rivayet etmiştir.
İzah:
Bu hadîsi Buhari
«Kitâbü't-Tib»'da; Nesâi «Tıb» ile «Velîme» bahislerinde tahrîc etmişlerdir.
Resûlullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem)'in gelen zât'a dördüncü defa'da dahî bal'ı tavsiye buyurması
vahy suretiyle kardeşinin bal içmekle düzeleceğini bildiği içindir. Dördüncüde:
«Allah doğru söyledi,
kardeşinin karnı ise yalan yaptı.» demiştir. Bu sözden muradı:
«Onda insanlar için
şifâ vardır.» Âyet-i kerîmesidir. Yalanı kardeşinin karnına nisbet etmesi,
kardeşinin midesine bal kâr etmeyince yalan isnad etmiştir. Maamafih Araplar
kezîb kelimesini hata ve fesat mânâsında da kullanırlar. Bu takdirde, Hadîsin
mânâsı : «Kardeşinin midesi bozulmuş.» demek olur.
Bu hadîs
«Onda insanlar içîn
şifâ vardır.» [Nahl 69] Âyet-i kerîmesindeki zamirin Kur'ân'a değil, bala râcî
olduğuna açık delildir. Doğrusu da budur. Bu kavil İbni Abbâs, İbni Mes'ûd,
Hasan-ı Basri, Katâde ve diğer ulemânın kavilleridir.
Ulemâdan bâzılarına
göre Âyet-i kerimeden murâd umum değil, husustur. Yâni bâzı ilâçlar bâzı
insanlara şifâdır. Midesinden şikâyet eden zât baldan şifâ bulaaklardan olduğu
için iyileşmiştir. Yoksa Âyet-i kerimede balın mutlak surette her derde deva
olduğuna dâir bir sarahat yoktur. Lâkin Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) vahy
yoluyla bu zâtın baldan düzeleceğini bilmiştir.